Boğaziçi'nde Ahşap Yalı Restorasyonu - 1
Yapı kayıtlarda ahşap olarak geçen ama dış cephesi sıvandığı için tüm cephe özelliklerini kaybetmiş durumdaydı. İç mekanların ve tavanların bazıları özgün durumunu korumuş ama binaya yer yer betonarme ekler yapılmıştı. Bina bir tür restütüsyon bulmacası halindeydi.
Rölöve aşamasında aynı anda resmi belgeler için de başvuru yapıldı ve çap, röperli kroki, inşaat istikamet gibi birçok belge ilgili kurumlardan talep edildi. Mevcut durumun tespitinde bir haritacılık firması ile anlaşarak çeşitli noktaların koordinatlarını aldık. Yapının genelini geleneksel şerit metre ile ölçmeyi tercih ettik. Bu yöntemi tercih etmemizin nedeni bire bir ölçtüğümüz zaman binaya ve projeye tam anlamıyla hakim olmamız. Bir eski eser projesi şahsi fikrimce sadece ölçüden ibaret değil, projelendirme için bazı noktaları yorumlamak da gerekiyor. Proje binanın tüm niteliklerini yansıtacak şekilde soyutlamalar da içermelidir.
Rölöve projesi aşağıdaki şekilde hazırlandı. Vaziyet planı 1/200, 1/500 Planlar 1/50 Kesitler 1/50 Cepheler 1/50 Tavan planları 1/50 Sistem detayı 1/20 Detaylar 1/10-1/1 (kapılar, pencereler, giriş kapıları, tavan profilleri, özgün balkon elemanları) Analitik rölöve 1/100 (hasar tespiti, renkli) (tarihsel ve malzeme analizi) Kalemişi tespit dosyası Fotoğraf dosyası Rölöve raporu Tarihsel rapor
Yapı Boğaziçi öngörünüm bölgesinde olduğu için ilgili belediyesi Boğaziçi İmar Müdürlüğü’dür. BİM yeni bir uygulaması işlemlerin oldukça uzun sürmesine neden olmaktadır. Projenin her aşaması Boğaziçi İmar Müdürlüğü tarafından denetlenip onaylandıktan sonra 3 numaralı kurula iletilmektedir. Bu durumda önce rölöve analiz edildi ve kurula sunuldu. Bina sıvalı olduğu için rölöve projesi ile birlikte Sıva Söküm İzni talep edildi. Yapının Boğaziçi İmar Müdürlüğü ve kurul raportörleri tarafından çeşitli kontrollerinden sonra rölöve kurulda görüşüldü ve onaylandı. Ayrıca bölgesel sıva sökümü ve bunun için geçici iskele izni alındı.
Bu izinlerle alınan diğer izinlerden sonra iskele kurularak yapının çeşitli cephelerinde sıva sökümü yapıldı. Sıva sökümü ile tespit edilmesi gerekenler: cephe kaplaması ve bezemeler, çıkma altları, çıkma payandaları, saçaklar ve özgün kotlar ortaya çıkarıldı.
Sıva sökümü yapılırken poyraz cephesinin kaplamalarının tamamen çürümüş olduğu görüldü ve kaplamaların altındaki konstrüksiyon da ortaya çıkarıldı.
Sonuçta ortaya çıkan ahşap kirişlemelerden, tuğla duvarlardan ve betonarme kirişlerden oluşan bir çorbaydı.
Binanın sıva sökümü ile ortaya çıkan değişiklikler doğrultusunda tekrar rölövesi hazırlandı ve kurula, Boğaziçi İmar Müdürlüğü’ ne sunuldu. Bu proje restitüsyon için baz alınacak proje olarak değerlendirildi.
Yeni çıkan veriler doğrultusunda restitüsyon ve restorasyon projeleri hazırlandı. Yapı 1950’li yıllarda sadece sıvanmamış, özgün ahşap yapının bir bölümü yok edilerek betonarmeye dönüştürülmüştü.
Plandan alınmış bölümde taralı alanlar betonarme yapım sistemi ve tuğla duvarlı bölümleri göstermektedir.
Bu alanların plan restitüsyonu için tavan planlarından ve çeşitli yalı tipolojilerinden faydalanıldı. Yazılı kaynaklardan alınan bilgilere göre plan şeması analiz edildi.
Birçok analiz yapılarak rapor haline getirildi. Çeşitli arşivlerde yapının özgün fotoğrafları arandı , yazılı kaynaklar tarandı.
Restitüsyon ve Restorasyon Projeleri konunun uzmanı Danışmanlar tarafından hazırlanan raporlar ile de desteklendi. Tarihsel araştırma va statik durum hakkında uzman görüşleri alınarak raporlar hazırlandı.
Planların Analiz Şemaları:
Bu aşamada Boğaziçi’nin zemin problemi ile tanıştık. Yüksek tonajlı gemiler Boğaz’dan geçiş yaparken yarattıkları vibrasyon nedeni ile kaya zeminin üstündeki dolgu zeminin boşalmasına neden olmakta. Boğaziçi kıyılarındaki eski yeni neredeyse tüm binaların altı boş. Tesadüf eseri bölgede bulunan bir yapıda da (betonarme apartman) tadilat başladı, çevresi kazıldığında binanın temellerinin su aldığını gördük. Neredeyse binanın oturduğu zemin kalmamıştı.
Öncelikle zemin etüdü yapıldı, çıkan sonuçlar ve yukarıda yazdığım nedenlerle zemin güçlendirme için alternatif olarak mikro kazık ya da fore kazık uygulaması değerlendirildi. Fore kazık yapı yol kotunun 8 m altında olduğu için uygulama açısından zorluk çıkarıyordu. Uygulamacılar denizden de çalışma yapılabileceğini söylese de maliyetler çok yüksek çıktı. Böyle bir yapıda, çevresinde ve içinde kullanmak üzere daha küçük makinalar ile çalışılabilecek bir çözüm gerekiyordu. Zemindeki problem nedeni ile restorasyondan önce zemin güçlendirme çalışması yapılmasına karar verildi. Bu amaçla Kurula ve Boğaziçi İmar Müdürlüğü’ne başvurularak Zemin Güçlendirme Ruhsatı alındı.
Sonuçta rıhtımı taşıtmak için 3 sıra sık mikro kazık çakıldı, arkasına da 2 sıra delik delindi. Birinci sıraya kimyasal enjeksiyon yapılarak deniz suyunun bina temellerine ulaşması engellendi, ikinci sıraya beton enjeksiyonu yapıldı. Bu şekilde rıhtım boyunca bir geçirimsizlik perdesi oluşturularak bina temellerine ve altındaki zemine deniz suyu gelmemesi sağlandı. Ayrıca boşalmış dolgu zemin beton ile dolduruldu. Daha sonra parselin tümüne çakılan kazıklar ve yapılan betonarme kirişler ile tüm yapı zemini birbirine bağlandı. Zemin çalışmaları sırasında zemin kotunun altında birçok kiriş ve sağlamlaştırma çabasına (geçen 50 yıl içinde yapılmış) da rastlandı. Mevcut taş temeller korundu, taş temellerin çevresine yapılan destekler de zemindeki kirişlemeye bağlandı.
İnşaat başlamadan önce zemin etüdü yapılarak sağlam zemin tespit edilmişti. Zemin güçlendirme projesinin genel mantığı kazıklarla sağlam zemine ulaşmak ve tutunmak, yeraltında yaratılacak bir set ile deniz suyunun parsel sınırlarına girişini kesmek (bir nevi havuz gibi) ve boşalmış zemini doldurmak üzerine kuruluydu. Deniz suyunun giriş çıkışı kesilmediği sürece dolgu zemini tutulamıyor ve binanın altı sürekli boşalıyordu. Zemin güçlendirme rıhtım boyunca mevcut kazıkların sağlamlaştırılması, desteklenmesi ile başlayacaktı. Ancak bu kazıklar işimize yaramadı. Rıhtımdan itibaren planlanan 5 sıra mikro kazık çakıldı ve bunların üzerine bağ kirişleri dökülerek eski ve yeni kazıklar bağlandı. İlk sıra mikro kazıkların (deniz tarafı) arasına kimyasal enjekte edilerek deniz suyu kesildi. Arkasına beton enjeksiyonu yapılarak boşalmış zemin dolduruldu. Daha sonra binanın içine/altına ve çevresine de mikro kazıklar çakıldı ve tüm kazıklar birbirine bağlandı. Tabii mikro-kazık derken bunların içine 32lik inşaat demiri yerleştirilip beton enjeksiyonu yapılarak bir tür betonarme kolon olarak kullanıldıklarını söylemeliyim.
Restitüsyon ve restorasyon projeleri Kurul ve Belediye tarafından onaylandıktan sonra mekanik, statik, elektrik projeleri hazırlandı. Statik proje ahşap yapının korunacağı şeklinde hesaplandı ve hazırlandı. (Resimler statik projeden alıntıdır, sadece modelleme olarak kullanılmıştır) Tüm projelerle birlikte İSKİ ve İtfaiye onayları alındıktan sonra İnşaat Ruhsatı çıkartıldı.
Projeler içinde 1/1 ölçek dahil olmak üzere yapısal elemanların çizimleri yapılmıştı. Özellikle rölövede yokolmuş birçok detay mevcut izlerden ve önceki tecrübelerimizden faydalanılarak hazırlandı. Uygulama tam olarak başlamadan önce ana yapısal elemanların ve bazı noktaların imalat detayları hazırlandı. Bunu aynı zamanda ahşap yüklenicileri fiyat teklifi verebilmek için de talep ettiler. Uygulama detaylarını hazırlarken yerinde en iyi korunmuş elemanlardan faydalandık. Hatta bazıları sökülüp boyası temizlendi ve kesit alındı.
Boya ve macun katmanları yüzünden profiller oldukça bozulmuş olduğu halde restorasyon projesi için hazırladığımız detaylarda az bir hata yaptığımızı gördük. Elimizdeki temizlenmiş örneklerle tüm detayları imalat detaylarına göre yeniledik.
Zemin işleri sırasında bulunmuş özgün, meşe kazık, yerinde korundu.