top of page

Cemil Topuzlu Köşkü'nden Kimler Geldi Kimler Geçti...

Caddebostan sahil yürüyüşlerimiz sırasında hayranlıkla baktığım kuleli köşkler aslında İstanbul’un geleneksel tarihi yapılarından oldukça farklı ve itiraf etmeliyim ki mimar olarak dokunmak istediğim yapılar. Cemil Topuzlu Köşküne bakmaya gideceğimiz zaman aklıma önce Caddebostan yürüyüş rotamızda ilk gördüğüm köşk geldi. Ancak bu çok kuleli yapı Ragıp Sarıca Köşkü imiş.

Büyük Kulübün civarında zorlukla bulduğum büyük demir bahçe kapısı açılırken başka bir kule beni heybetle selamladı. Hala bir bina ilk ilk tanışmam, ilk defa leblebi tozu yediğim günü hatırlatıyor. Vallaury’nin ünlü Düyun-u Umumiye (İstanbul Erkek Lisesi) binasının cephelerini anımsatan pencereleri, büyük balkonları ve geniş saçaklarıyla Cemil Topuzlu Köşkü’nü ilk gördüğüm anda sevdim. Bu dönem mimarimizin, kendi çağına göre modern tasarımlarının hem doğulu hem batılı hatlarını çok beğeniyorum. Geleneksel İstanbul evlerinin dıştan sade, içten süslü yaklaşımı bu dönemde daha bir gösterişçi hale geliyor. Aslında bir işlevi olmayan kulelere tırmanmayı hayal etmeyen birini düşünemiyorum.

Cemil Topuzlu’nun neden bu kadar heybetli ve iddialı bir yapı istediğinin, binayı kimin yaptığının, bunları araştırırken bulacağım diğer öykülerin heyecanı ile yazmaya başladım.

İstanbul Ansiklopedisi’ni açtım bile, hem makale var hem de kaynakça. Başlangıç için güzel bir rota. Adresten başlayalım; Operatör Cemil Topuzlu caddesi, ben bir yerlerde belediye başkanı olduğunu okumuştum oysa. Evet öyleymiş, “1919-20 İstanbul şehremini olan Operatör Cemil Paşa (Topuzlu) konutu olarak dönemin tanınmış Mimarı Alexandre Vallury tarafından (bu sefer de bildim!) 1900 de tasarlanıp inşa edilmiştir. 1986’da denizle ilişkisi kesilmiş, sahil doldurulmuş. Sahildeki deniz köşkü bahçe içine taşınmış. Araziye birkaç apartman eklenip, ahır binası da taşınmış.” Bahçede heykeller varmış, maalesef onları göremedim. Cephede Art Nouveau, geç Viktoryen, ampir saçaklar demiş Afife Batur. Şimdi Dr Müfid Ekdal’ın Kadıköy kitabına bakalım. Der ki: “Paşa köşkün planını şekerlemecini oğlu iken Fransa’ya gidip mimarlık tahsili gören Vallaury’ye yaptırmış.” Yine aklıma leblebi tozu geldi. “Paşa deniz tarafındaki iskeleden bir çatana ile İstanbul’a geçerdi” İstanbul’a gitmenin ayrı bir yere gidilir gibi bahsedildiği günleri hatırlıyor musunuz? “Yol tarafında alçak bir duvar vardı, sokaktan geçenler rahatlıkla bahçeyi görebilirlerdi. Çift kanatlı demirin üzerinde yarı kıvrılmış yılan motifleri paşanın hekimlik mesleğini sembolize ederdi.” Cemil Topuzlu Paşa’nın anılarından: “Gazi Ahmet Muhtar Paşa sadrazam olmuştu. Paşayı öteden beri iyi tanıyordum. Hastamdı. Bir gün gene beni çağırdı. Rahasızlandığını zannettim. Paşanın Feneryolu’ndaki köşküne gittim. Beni pek beşuş bir sima ile kabul etti. Tahminimin hilafına, hasta olmak şöyle dursun, sıhhi durumu pek mükemmeldi. Sadrazam: “Bir ay önce Göztepe tarafında geziyordum, senin köşkünü o zamana kadar görmemiştim. Binanın mimari tarzı, bahçenin tanzim şekli o kadar dikkatimi çekti ki, bu Avrupakari köşk kimin diye meraklandım. Senin olduğunu söylediler. Evinin içinde ve dışında küçük bir Avrupa yaratan adamı Şehremini yaparsam İstanbul’u imar eder. Haydi bakalım, nazı bırak da bir ayak evvel işe başla!” dedi.”

Şehremini macerası bu kadar. Ona sonra yeniden bakacağım.

Cemil Topuzlu konağında 30 yıl oturmuş. Kızı bir albayla evlenerek konağa yerleşmiş. Ancak damatla kayınpeder arasındaki sürtüşmeler nedeni ile konağı Hayri İpar’a satmışlar. Mülkün yeni sahibi yapıya ve bahçeye iyi bakmış, ancak ölümünden sonra bakımsızlığa terk edilmiş. En son bir bankere satılıp, bahçesine apartmanlar yapılmış. (Bankerin adını bile anmak istemiyoruz.) “Cemil Topuzlu Paşa’nın bahçesinin karşısında sık kestane ağaçlı bir yer vardı. İçinde bulunan biri küçük diğeri büyük iki havuz semte adını vermişti. ÇİFTEHAVUZLAR…” Sonuç olarak biz bu köşkü yolda yürürken göremiyoruz şu anda. Önünde bankerin adı ile anılan o tuhaf apartmanlar var. Apartmanların tarihi bir yapıya benzetilmeye çalışıldığını tahmin ediyorum. Oysa köşk ve bahçesi özellikle kentin bir parçası olmak için tasarlanmışlar, denize kıyısı olan bir köşkün, denize sırtını dönmesi nadirdir. Kütüphanemde başka kaynak bulamadım. Yök tez merkezinde Cemil Topuzlu’nun Şehremini Faaliyetleri hakkında iki tez çıktı. Hatice Kara ve Birge Yıldırım’a çalışmaları için teşekkür ederim. Cemil Topuzlu İstanbul için sağlık, temizlik, gıda, itfaiye alanlarında büyük değişiklikler yapmış. Düşünün, o zaman sakatat, ciğer sokakta sırıklara asılı olarak satılıyormuş. 1913 yılındaki siyasi karışıklıklar nedeni ile istifa etmek istemiş. Bu isteği kabul etmeyen Dâhiliye Nazırı Talât Paşa, Cemil Paşa’nın istifa etmekteki ısrarı üzerine; “Anlıyorum, istifa edip istirahat için kayınpederinizin yanına gitmek istiyorsunuz!”cevabını vermiştir. Cemil Paşa’nın kayınpederi Şeyhülislam Cemaleddin Efendi’nin Mısır’a sürgüne gönderildiği göz önünde bulundurulduğunda, Talât Paşa’nın istifa ısrarı karşısında sarf ettiği bu sözlerden sürgünü hatırlattığı anlaşılmaktadır. Bu örtülü tehdidin ardından Cemil Paşa istifasını geri çekmiştir. Cemil Paşa hâtırâtında konuya şu şekilde temas etmiştir: “Moliére’in Zoraki Tabip komedisinde olduğu gibi, ben de o andan itibaren Zoraki Şehremini oldum!” Cemil Paşa’nın sosyal hayata kazandırdığı önemli tesislerden biri de Fenerbahçe Stadyumu’dur. Öyle ki, Papazın Çayırı olarak anılan bu alan, “İstanbul’da stadyom olarak kurulmuş ilk nizami futbol oyun sahasıdır” Tezleri tararken göz attığım başlıklar inanılmaz; Çamlıca Bahçesi, Doğancılar Parkı, Harikzedegan Yurdu, İstanbul’un haritalandırılması-Alman Mavileri, ilk belediye dairesinin açılması (Altıncı Daire), Aşçı-Garson ve Aktör Yetiştirme Okulları, sürüp gidiyor.

Köşkü araştırmayı unutup, Cemil Topuzlu’nun yaptıklarına kapılmış durumdayım. Köşke geri dönersek bazı belgelerde mimarın Vedat Tek olabileceği yazılmış, ancak Cemil Topuzlu’nun kendi anılarına ait derlemede mimarın Vallaury olduğuna dair bir dipnot var. Bu arada ben birkaç saatimi kendi arşivlerimde ve internette tarihi fotoğraflar aramakla geçirdim. Yıllardır şu anda olduğu gibi harap bir durumda olduğu için eski günlerini, özellikle iç mekanlarını gösteren fotoğraf bulamadım. Araştırma yaparken başka ilginç konular buldum aslında ama onlar sonra...

Belge bulamadığım için magazin alanında devam edeceğim. Zaten köşkle ilgili haberlerin çoğu gazetelerin magazin bölümlerinde. Cemil Topuzlu köşkü İpar ailesine satıyor. İpar ailesinin hikayesi başlı başına 250 bölümlük Türk Dizisi gibi. Köşk daha sonra Kastelli’nin oluyor. Banker Kastelli denince aklıma nedense Ceyar geliyor. Yıllar sonra JR olduğunu öğrenmiştik ama olsun çoğumuzun ceyarıdır o.

Gazete haberlerinde Kastelli yapıyı araplara kiralamak istiyor, spor yaptığını söylüyor, onarımdan bahsediyor. Ama çevresine 3-5 blok dikmeyi ihmal etmiyor. Sahil dolgusuyla beraber ahır binası ve deniz köşkü taşınıyor, yani yıkılıp yeniden yapılıyor. En son haberlerde Mehmet Nazif Günal ve Kalkavan isimleri geçiyor. Tarihinden okuduğum kadarı ile Cemil Topuzlu köşkü binaları kadar çevre düzenlemesi ile de ünlüymüş. Caddeyi kapatan apartmanlar ve sahil ile ilişkisi kopunca bu düzen tamamen bozulmuş. 1982 ve güncel hava fotoğrafında fark görünüyor. Havadan bakarken aklıma drone çekimleri geldi. Köşkü yoldan geçerken dikkatli bakmadan görmek mümkün değil, bu yüzden sıkça Ragıp Sarıca Köşkü ile karıştırılmış. Bölgeyi havadan görmek isterseniz bir de drone çekimi buldum.

Kaynakça: - “Cemil Topuzlu Köşkü”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Afife Batur, c.2, İstanbul 1994. - “Çiftehavuzlar’da Cemil Topuzlu Paşa Köşkü”, Bizans Metropolüne ilk Türk Köyü KADIKÖ, Dr. Müfid Erkal, İstanbul 1996. - Kara, Hatice, Cemil Topuzlu Paşa’nın Belediye Başkanlıkları ve İstanbul’daki İmar Faaliyetleri, (Yüksek Lisans Tezi), Tez Danışmanı: Doç. Dr. Yüksel Çelik, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul 2015. - Drone çekimi, Merih Akyol, https://www.youtube.com/watch?v=meYKJP85nKA - Yıldırım, Birge, Belediye Başkanı Cemil Topuzlu’nun İstanbul’u Dönüştürme Uygulamaları, Yüksek Lisans Tezi, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul 2009. - wow turkey : http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=17732

Σχόλια


Arşiv
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
Kategoriler
bottom of page